“`html
T24 Haber Merkezi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsrail ile İran arasındaki çatışmanın ABD’nin müdahalesiyle derinleşmesi hakkında, “ABD’nin İran’a yönelik saldırısı, İsrail’in dur durak bilmeyen saldırgan tavırları ve İran’ın misilleme tehdidi, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması gibi gelişmeler, öngörülmesi güç sıcak çatışmaların kapısını aralayacaktır.” ifadelerini kullandı. Bahçeli, “Irak, Suriye ve İran’ın ardından hangi ülkenin sorunlar listesine gireceğini tahmin etmek için herhangi bir kehanetçi olmaya gerek yok. Bütün planlar bizler üzerine kurulu.” diyerek tarihi bağlamda verilen mücadelelere dikkat çekti.
Bahçeli, muhalefet partilerine yönelik olarak da şunları vurguladı: “Hamasetten uzak durarak, yalan ve yanlış bilgilerden arınmış bir siyaset izlemeleri, ülkemizin milli güvenliği açısından büyük bir zaruriyet teşkil etmektedir.”
MHP Lideri, iç ve dış politikaya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı ve şu ifadeleri kullandı:
“Yeni bir dünya savaşının gölgeleri belirmeye başladı”
“Üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyada ve küresel dengede tehlikeli sulara doğru hızla kayıyoruz. Artan riskler, insanlığın ortak geleceğini tehdit ediyor.”
“Kritik ve acil gelişmeler hızla ilerlerken, geçmişteki güven ortamının tabiatı itibarıyla kırılgan olduğu gözler önüne serilmektedir.”
“Barışçıl diyalog platformlarının etkisi giderek azalmakta ve güvenilirliğini kaybetmektedir. Üçüncü bir dünya savaşının yörüngesinde gitmekteyiz.”
“Bu çarpık politikalar, güçlü olanın haksız olduğu bir sistemi besliyor ve uluslararası sorumlulukları yerle bir ediyor.”
İsrail’in 13 Haziran 2025 tarihinde İran’a karşı başlattığı saldırılar, büyük bir kaos dinamiği başlatma potansiyeli taşımaktadır. Hedef ülkeleri doğru analiz etmek, çok önemlidir.”
Asılsız saldırganlık iştahı, sadece nükleer programlarla ilgili sorunlarla sınırlı kalmamaktadır. Yanlış politikalar ve bahaneler, Irak’a karşı da benzer şekilde ileri sürülmüştür.”
ABD Başkanı’nın savaşları bitirmek vaadi, yeni çatışmalara sebep olan bir çelişki teşkil etmektedir.
İsrail Başbakanı’nın, “İran’ın nükleer tehdidini sona erdirmek için harekete geçiyoruz” açıklaması sadece çelişkili argümanlar üretmekten ibaret bir durumdur.
İran’ın ya da herhangi bir bölgesel aktörün problemleri söz konusu olduğunda, İsrail’i koruma gayretleri kabul edilemez bir çifte standart taşımaktadır. Bu, yalnızca ahlaki değildir.
ABD yönetimi ise, insanlık tarihinin kara lekesini göz ardı ederek, çıkarları doğrultusunda hareket eden bir tutum sergilemektedir.
“İsrail dünya barışını tehdit ediyor”
İsrail’in sürekli güç kullanarak çevresine korku salma politikası, uluslararası barışa darbe vurmaktadır. ABD’nin, İran ile İsrail arasındaki gerilimde hedef olarak belirlenen nükleer tesislere açıktan saldırması ise sorumsuz bir davranıştır.
“Herkes karanlık oyunları oynuyor”
Bütün bu gelişmelerin ardından, BM Güvenlik Konseyi’nin toplanması ve Genel Sekreter’in ABD’nin eylemlerinden endişe duyması, hala ciddiyetle ele alınması gereken bir karmaşa içindedir.
Savaş tehdidi artık reel hale gelmiştir ve Birleşmiş Milletler bu durumu derhal çözümlemeye yalvarmaktadır. Ancak şuan durum oldukça kritik.
Gelişen hava saldırıları ve siber savaş, dünya üzerindeki barışı tehdit eden yeni bir sürecin içine girilmesine neden olmaktadır. Ancak Birleşmiş Milletler, bu sorunları çözme kabiliyeti açısından velinimettir.
Bebeklerin, çocukların ve masumların hayatını kaybettiği Gazze’de yaşanılanlar karşısında sessiz kalanlar için insan hakları ve özgürlük mücadelesi, büyük bir karamsarlık oluşturmaktadır.
“Yeni bir savaş, insanlığı yok edecek”
İsrail’in şiddeti ve Amerika’nın müdahalesi, Hürmüz Boğazı’nın kapatılma ihtimali ile birlikte, hızlı bir şekilde yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Her ülke için, anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülmesi çok daha mantıklıdır.
Nükleer silahların devreye girmesi, hepimizin taraf olduğu yeni bir yıkım sürecine neden olacaktır.
İsrail’in durdurulması gerekmektedir ve bu amaçla uluslararası topluluğun harekete geçmesi şarttır.
“Türkiye hedef tahtasındadır”
İran’ın hedef aldığı bölgeler, özellikle tarihi Türk topraklarındaki saldırılar, diğer komşu ülkeler için de yoğun bir mesaj taşıyor.
Türkiye’nin varlığı ve bütünlüğü, her türlü kararlılığın önündedir.
CHP ve muhalefete çağrı
CHP ve diğer muhalefet partilerinin, doğru bir siyaset izlemeleri, ülkemizin güvenliği açısından büyük bir zaruret haline gelmiştir.
Bağımsız bir hukuk devleti olan Türkiye, eleştiriler ve çeşitli spekülasyonlardan uzak durmalıdır.
Kimseye ayrıcalık tanınmaz; ulusal birliğe karşı çıkanlar, Türkiye’nin misafirperverliğini bilmelidirler.
Türkiye’nin zayıf bir hedef olmadığı, hangi tartışmaların içinde boğulamayacağını kavramaları gerekmektedir.
Ülkemizi çevreleyen ateş çemberinde, kirli tartışmaların amacı anlaşılmalıdır.
Barış ve huzur hedefiyle Terörsüz bir Türkiye, geleceğimizin teminatıdır.
Bunu istemeyen veya kabullenemeyen herkes, Siyonist ve emperyalist güçlerin oyunlarına alet olmaktadır.
Türk milletinin kararlılığı, tüm muhalefetleri bir araya getirip, bu tehditleri yok etmek için yeterlidir.
Bu süreç sonunda Barış ve huzur için gereken her türlü tedbir alınmalıdır.
“Kültürel kimliğimiz ve tarihimiz önemlidir”
Bu coğrafyada başka bir Türkiye yok; bu bayrak, bu vatan hepimizin.
Hep birlikte barış ve huzurun inşası için hareket etmeliyiz.
Provokasyonlara karşı dikkatli olmalıyız; her birey ulusal birliğe sahip çıkmalıdır.
Türk milleti, kendisine yönelen tehditlere karşı daima direnecek ve mücadele edecektir.
Unutulmamalıdır ki, Türk milleti her zaman hedefledir ve bunun bedeli ödenmelidir.
Bizim, tarihsel ağırlığımız ve barış odaklı gücümüz, tüm dünyanın dikkatini çekmektedir.
Her türlü hesap, Türkiye’ye yapıldığını biliyoruz ve direnç göstermegi sürdüreceğiz.
Türkiye’den ve Türk milletinden asla ödün vermeyeceğiz.”
“`