TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Onalan, 1999 Körfez depreminin yer bilimleri ve diri fay araştırmaları açısından önemli bir tarih olduğuna dikkat çekerek, kıta içi diri faylar açısından Türkiye’nin dünyanın en önemli yerlerinden biri olduğunu söyledi. Diri fayların Türkiye’ye çıkardığı çok ciddi bir fatura olduğunu ifade eden Onalan, 6 Şubat’ta binlerce insanın yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Onalan, “Türkiye’deki kamu kurumları ve üniversitedeki bilim insanlarının yaptığı çalışmalara göre, ülkemizde şu anda 500’e yakın deprem üretme potansiyeli olan fay var. 24 il ve yüzlerce ilçemiz bu fayların üzerinde yer alıyor. Ülkemiz ya fayların üzerine ya da en çok zararın olduğu alüvyon ovaların üzerine yerleşti. Sonuçta bir yüzyıl içerisinde neredeyse 200 bine yakın insanımızı kaybettik. Bu bir kader değildir” dedi.
’30 EKİM BİR UYARIYDI, İZMİR’DE HENÜZ DEPREM OLMADI’
Yerleşim alanlarının planlanırken jeolojik koşulların göz önünde bulundurulması gerektiğini hatırlatan Onalan, İstanbul’dan başlayıp İzmir, Çanakkale, Muğla, Aydın ve Antalya’ya kadar bir yay çizildiğinde 30 milyon vatandaşın metropolde yaşadığını kaydetti. Onalan, yaklaşan yerel seçimler öncesinde deprem dirençli kentleri oluşturacak ve bununla ilgili ciddi irade ortaya koyacak yerel yöneticilere ihtiyaç duyulduğunu belirtip, “30 Ekim 2020’de bir akıl tutulması yaşadık. 70 kilometre uzaklıktaki bir fay geldi, Bayraklı’da 117 yurttaşımızın canını aldı. Bu bize bir uyarıydı, İzmir’de bir deprem olmadı. İzmir’de deprem üretecek faylar henüz kırılmadı ama kırılmayı bekliyor. Bu faylar kırıldığında İzmir’in durumu ne olacak, tartışılması lazım. Oda olarak meclise fay yasası sunduk. Bunun mutlaka alt yapısının oluşturulup, diri faylar üzerine yerleşen kentlerle ilgili çalışma yapmalıyız” diye konuştu.
‘DİRİ FAY SAYISI, 200’DEN 500’E ÇIKTI’
Anadolu coğrafyasının çok genç olduğunu ve hala oluşumunu tamamlamadığını ifade eden Onalan, fayların eskiden beri bulunduğunu söyledi. Onalan, “Depremler geçmişte vardı, bugün de var, yarın da olacak. Ama fayların belirlenmesi ciddi çalışmalar, özel uzmanlık isteyen konulardır. 1999’dan sonra bu konuda bilim adamları yetiştiriyoruz. Onların çalışmalarının sonuçlarını yeni yeni almaya başladık. Daha 2 sene öncesine kadar Türkiye’de belki 200-250 tane diri faydan söz ederken; diri fay sayısı, şu anda 500’e çıktı. Türkiye’de 2 bin yıldır deprem üretmeyen faylar var ama süresini doldurmuş. Bundan daha önce haberimiz yoktu. ‘Deprem olmaz’ dediğimiz yerlerde faylar harekete geçti, deprem olmaya başladı. Oraya gidip, araştırma yaptığınızda bir diri fayın varlığını görüyorsunuz. Bu faylar artacak” dedi.
‘YARIN DEPREM OLDUĞUNDA İZMİR’DE HAZIRLIĞIMIZ YOK’
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan ve ‘Bu fay ne zaman kırılacak?’ sorusunun yersiz olduğunu ifade eden Onalan, “Deprem riski altındaki ülkemizde, nasıl yurttaşlarımızı hayatta tutarız, bunu düşünelim. Afete karşı güvenli alanlar belirlemek zorundasınız. İstanbul depreminin yaklaştığı, İzmir’de de Tuzla Fayı’nın süresinin dolduğu söyleniyor. Bilim adamlarının çalışmalarından sonra ödev, merkezi ve yerel yöneticilerindir. Afet konusunda ciddi irade koymayacak insanları lütfen seçmeyin” diye konuştu. İzmir için de uyarıda bulunan Onalan, “İzmir’de mikrobölgeleme çalışması devam ediyor. Kentin belli bölümlerinde zemin araştırmaları ile hem karada hem denizdeki faylar araştırılıyor. Bunların sonuçlarını bekliyoruz. Bilim adamları sanıyorum 2024 yılı sonunda neticeler alacak ve ortaya tablo çıkacak. Ama 2024’ün sonuna kadar deprem olup, olmayacağı konusunda garantisini veremiyoruz. Yarın deprem olduğunda İzmir’de hazırlığımız yok” dedi.