Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, “Onlarca yıldır Doğu Kudüs de dahil işgal altındaki Filistin topraklarında ağır insan hakları ihlallerine tanık oluyoruz ancak 7 Ekim’den bu yana çok daha korkunç bir gerçekle karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.
Serim, BM Cenevre Ofisi’nde, “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Kabulünün 75. Yıl Dönümü” kapsamında düzenlenen etkinlikteki “İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İnsan Haklarının Durumu” başlıklı toplantıya konuşmacı olarak katıldı.
“Onlarca yıldır Doğu Kudüs de dahil işgal altındaki Filistin topraklarında ağır insan hakları ihlallerine tanık oluyoruz ancak 7 Ekim’den bu yana çok daha korkunç bir gerçekle karşı karşıyayız.” ifadesini kullanan Serim, uluslararası toplumun uzun süredir iki devletli vizyondan bahsettiğini ancak bu konuda hiçbir şey yapmadığını belirtti.
Serim, işgal altındaki Filistin topraklarında tek gerçeğin “işgalin derinleşmesi ve bunun sonuçları” olduğuna vurgu yaptı.
En temel insan hakkı olan “yaşama hakkının” Filistinliler için var olmadığının altını çizen Serim, “Artık her beş dakikada bir Filistinli öldürülüyor. 7 Ekim’den bu yana öldürülenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. Bu durum uluslararası toplumun ayıbıdır.” dedi.
Serim, BM Güvenlik Konseyi’nin 8 Aralık’ta Gazze için ateşkes talebini kabul etme konusundaki başarısızlığının büyük bir hayal kırıklığı olduğuna vurgu yaparken, “Gazze’de dökülen kanın durdurulamaması, kurallara dayalı uluslararası sistemin güvenilirliğini zedeliyor. Gazze tamamen abluka altında ve 2,3 milyon Filistinli sistematik ve bilinçli olarak temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılıyor. 1,8 milyon insan zorla yerinden edildi. Okullar, hastaneler, sığınma kampları, camiler ve kiliseler hedef alınıyor.” dedi.
Serim, Gazze’de yaşanan korkunç durum karşısında uluslararası toplumun yardımlarını artırması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin Gazze’ye insani ve tıbbi malzemeleri ulaştırmaya devam ettiğini dile getiren Serim, Gazze’ye insani yardım amaçlı işbirliğini daha da yoğunlaştırmak amacıyla iki hafta önce Mısır’ı ziyaret ettiğini hatırlattı.
Türkiye’nin Gazze’de sahra hastanesi kurma çalışmaları yürüttüğünü kaydeden Serim, aynı zamanda tıbbi yardıma ihtiyacı olan Filistinli hastaların Türkiye’ye nakledildiğini anımsattı.
Gazze için acil ve kalıcı ateşkese ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Serim, ” Orta Doğu’da kalıcı barış, iki devlet vizyonuna dayanan adil bir çözüm olmadan mümkün olamaz. Çatışmaların sona ermesiyle barış sürecinin yeniden başlaması gerekiyor. Bu defa tarafların yükümlülüklerinin izlenmesi, doğrulanması ve gerektiğinde yerine getirilmesi için bir garanti mekanizmasını devreye sokmamız gerekiyor. Aksi halde imzalanan anlaşmalar kağıt üzerinde kalacaktır.” dedi.
Serim, konuşmasının son bölümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “(Gazze için) Türkiye, daha fazla kan, yıkım ve gözyaşının önlenmesi için her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazırdır.” sözlerini de hatırlattı.